Hepimiz terleriz. Bu hayatın bir gerçeği. Bazılarımız diğerlerinden daha fazla terleyebilir, ancak ter lekeleri hepimizin uğraşması gereken ortak bir problemdir.
Çok sevdiğiniz o bluzu yeniden giyme umuduyla hala gardrobunuzda tutuyorsanız yada “bir de bu deterjanla deneyeyim” deyip her yıl bir kere makineye sokup sonra ümitsiz yine o arka taraftaki askıya asıyorsanız size verilecek haberlerim var.
Niçin gömleklerin koltuk altı sararır?
Bazı sararmalar yenilen yemeğin baharatlı olmasına bağlı olarak da gelişse bazen de tamamen seçtiğimiz deodorantın kabahati olabiliyor. Evet doğru okudunuz temiz kokmak için, kol altı hijyeninizi sağlamak için kullandığınız o deodorant işin suçlusu olabilir.
Kıyafetlerin koltuk altında sarı bir leke olduğuna bunun ter lekesi olduğunu düşünürüz ama bu bilgi tam da doğru değil. Kol altında olan bu sarımsı lekelerin asıl nedeni kullandığınız ter önleyici veya deodoranttaki (özellikle alüminyum içerenler) ter ile karıştırılan minerallerin (özellikle tuz) bir karışımıdır. Bu ikili kıyafetlerin kol altında sarı lekeleri yapan kombodur.
Ter lekeleri inatçı olabilir ve birden fazla yöntem gerektirebilir, ancak bunları temizlemek, yok etmek için herhangi bir fantezi leke çıkarıcıya veya güçlü kimyasallara ihtiyacınız yoktur. Aslında, basit ev çözümleri ve sıradan çamaşır ürünleri genellikle en iyi sonucu verir.
Sararmış gömlek kol altını nasıl temizlersiniz?
1.YöntemEn basit yöntem olarak önce lekeyi seyreltilmemiş beyaz sirke ile süngerleyerek 30 dakikaya kadar çözelti ile bekletin. Eğer çıkmadıysa aşağıdaki yöntemlere geçebilirsiniz.
5 Adet aspirini az suda macun kıvamına olacak şekilde eritin, ve lekenin üzerine yedirin ve bekletin. Ardından normal şekilde yıkayın.
5 Kaşık toz Borik asitle suyu karıştırıp gömleğinizi bu karışımlı suya bastırıp bekletin. Ardından makineye atıp normal yıkadığınız gibi yıkayın. .
Eşit miktarlarda karbonat, hidrojen peroksit ve su ile bir karışım yapın. Karışımı, bir sünger veya eski bir diş fırçası kullanarak lekeli alana sürün. En az 30 dakika bu şekilde beklettikten sonra musluğun altına çalkalayın, çıkmadıysa tekrarlayıp bu kez 1 saat bekletebilirsiniz. Sıcak su kullanmayın çünkü sıcak su lekeyi sabitleyebilir. Hidrojen peroksit renklilerde renk açabilir o yüzden kıyafetin görünmeyen bir yerinde küçük bir alanda deneme yapmadan renklilerde kullanmamanızı tavsiye ederim.
Size bir öneri
Lekeyi yok ettikten sonra tekrar olmaması için bir önerim var. Orkid vb günlük pedi gömleğin koltuk altına içten yapıştırın. Teri emdiği için koku olmuyor ve gömlek ıslak görünmüyor.
Ter lekesini çıkarmakta işe yaramayan yöntemler
- Yaka kiri söktürücü sprey denedim olmadı. yakalara iyi geliyor ama kol altında işe yaramıyor.
- Bazıları da çivit öneriyor ancak ben çiviti parlak beyazlığını kaybedince kullanıyorum. Lekeleri çıkarma gibi bir marifetini görmedim. Kesinlikle çok az miktarda kullanmanızı tavsiye ederim mesela yarım çay kaşığı, yoksa mor beyazlarınız olur.
- Yağ Çöz veya Por Çöz işe yaramıyor
- Sirke ve karbonat karışımı işe yaramıyor
Deodorant Kullanma Tavsiyeleri :
- Asla deodorantı kıyafetinizin üzerinden sıkmayın
- Cildinize uyguladığınız deodorantın iyici kurumasını bekleyin
- Mum deodorant kullanıyorsanız cildinizin iyice emdiğinden emin olduktan sonra kıyafetinizi giyin.
- Çok fazla deodorant kullanarak terden çok iyi korunacağınızı düşünmeyin.
- Çantanızda bulunsun ve gün ilerledikçe ihtiyaç halinde kullanın.
Deodorant yerine kullanabileceğiniz basit yöntemler
Terleme için en iyi çözüm karbonatı bir tuzluğa koyun ellerinizi hafifçe ıslatarak karbonatı avucunuza serpip koltuk altınıza sürün hem giysilerde leke bırakmıyor hem de sağlıklı bir çözüm.
Karbonatı hindistan cevizi yağı ile karıştırarak da kullanabilirsiniz. Karbonat tek başına da işe yarar ama sürerken pilling etkisi yapmaması için hafif kaydırıcılık için hindistan cevizi yağıyla karıştırabilirsiniz. Hem etkisi uzun süre oluyor hem de leke yapmıyor.
Alüminyum içermeyen deodorant markalarından bazıları nelerdir?
- Siveno
- Isana
- LR Microsilver
- Nivea
Buzdolabından Çürümüş Et Kokusu Nasıl Çıkar?
Anlayacağınız gibi bu benim de başıma geldi. Küçük bir sigorta arızası ve 10 günlük tatil dönüşü leş gibi bir "eve hoş geldin" partisi. Daha fazla nasıl tarif edebilirim bilemiyorum ama eminim sizler beni anlamışsınızdır.
Eşim silince bişey kalmaz dedi ama ben bu kadar kolay olmadığını biliyordum. Yine de hafif egzersizle başlamak iyidir diyerek tüm içindikeri attıktan sonra önce karbonatlı su ile sildim ve yaklaşık bir gün boyunca havalandırdım. Halen koku devam ediyordu biraz daha araştırma yapınca aşağıdaki önerilerle karşılaştım.
Yazının sonunda nasıl buzdolabı kokusundan kurtulduğumu ve yeni buzdolabı almama gerek kalmadığını okuyabilirsiniz.
Buzdolabındaki kötü koku için akla gelmeyecek öneriler
- Alt komşum her gün demlediğin çayın posasını buzdolabına koy tüm kokuyu alır dedi ancak ben etkisini görmedim. Bu yöntem büyük ihtimalle kokuşma olmamış dolaplarda işe yarıyordur benimki ise dördüncü günde bile burnumun direğini sızlatıyordu.
- Bir başka öneri de buzluğa ve buz dolabına bir bardak süt koymak oldu. Ağzı açık 12 saatte bir sütü değiştirmek gerekiyor.
- Mangal kömürü; artık ağız bakımında bile kullandığımız kömürün havayı temizlediğini böylece öğrenmiş oldum. Zaten neredeyse tüm buzdolabı koku giderici aparatlarda karbon varmış.
- Dolabın içine karbonat ve toz vanilya karıştırıp küçük likör bardaklarına koyabilirsiniz, her hafta yenilemeniz gerekir.
- Kristal kedi kumu; temiz kullanılmamış kristal kedi kumu bulunduğu ortamdaki kokuları emerek içine hapsediyormuş o yüzden kokan ayakkabıların içine de konabileceğini gördüm. Kedim yok ama alıp bir kenarda tutabilirim.
Buzluklarda bekleyen etler, balıklar elektrik probleminden ötürü dolap çalışmayı bıraktığında yavaşça çözülmeye başlarlar. Çözülme ile ortaya çıkan su ise bakterilerle doludur yani çürümüş etin kendisi gibi bu su da bakteriler içerir.
Eve gelip bu iğrenç manzarayı hazmettikten sonra elinize eldiven geçirip, bu leş kokan etleri çöpe atsanız bile geride buzdolabınızın neredeyse damarlarına ilerlemiş bu kokuşmuş su kalır.
İşte ne kadar raflarını temizleseniz, içinde süt bekletseniz, karbonat koysanız da kokudan kurtulamama sebebiniz aslında o atık suyun hala oralarda bir yerlerde olması.
Size önerim buzdolabınızı yerinden çıkarın arkasına rahat şekilde gireceğiniz bir pozisyona getirin. Buzdolabınızın arkasında atık suyun biriktiği bir hazne var ve kurtulamadığınız kokunun kaynağı bu haznedeki su. Ama sadece hazne de değil buzluktan o hazneye suyu ileten hortum da koku kaynağı.
Yapmanız gereken yavaşça buzluğunuza su dökmek, döktüğünüz suyun arka taraftaki hazneden çıktığını gözlemleyin. İçinizi rahatlatmak için istediğiniz kadar bu işlemi tekrarlayabilirsiniz ancak deterjan kullanmanızı önermiyorum, karbonat ta zaten ince olan bu hortumda tıkanma yapabilir.
Çıkardığınız atık su haznesini güzelce deterjanla yıkayabilirsiniz.
Bu hortuma portatif ozon makinesiyle ozon da basabilirsiniz; zaten çoğu teknik servis bunu yapıyor sanıyorum. Benim teknik servise ihtiyacım kalmadı.
Bazı buzdolaplarının buzluklarının altında da bir hazne bölümü olduğunu gördüm. Buraya ulaşmak biraz tornavida kullanmanızı gerektirebilir ama umutsuzluğa kapılmadan o vidaları çıkarabileceğinize eminim. Ben başka bir problem için bunu yapmıştım. O zaman da buzluğum çalışıyor ama buzdolabım soğumuyordu. Meğer buzluğu çok doldurduğum için buzluktaki havayı dolap kısmına aktaran kanalda donma olmuş ve soğuk hava dolap kısmına gitmiyormuş. Tüm buzluğu çıkartıp arkalarda minicik bir hortuma sıcak su dökerek bu problemi de çözebilmiştim.
Siz de buzdolabınızın markasına göre youtube üzerinde arama yaparsanız pek çok tamircinin benzer videolar paylaştığını görebilirsiniz.
Geçen yıl piknik dönüşü boş sanarak kaldırdığınız buzluğunuzda sizi kötü bir sürpriz karşıladıysa ve içindeki koku havalandırsanız da geçmiyorsa yine kömür kullanarak bu kötü problemi çözebilirsiniz.
Kim sever ki? Hepimiz kurtulmak isteriz değil mi? Belki deodorant kullanıyorsunuzdur ya da koku giderici kremleri tercih ediyorsunuzdur; ama bir şeyler kullanıyorsunuzdur mutlaka!
Bir kere aldığınız tek bir ürünle belki de hayat boyu ter kokusundan kurtulacağınızı söylesem ne dersiniz?? İlginizi çektiğimi düşünüyorum...
Şaşıracaksınız; KANTAŞI
Hiç duymuş muydunuz? Beyler mutlaka biliyordur çünkü erkek berberinde bir yerde küçük bir kesik olduğunda mutlaka yaraya kantaşı basarlar ve kan duruverir. Sanıyorum adını bu yüzden biz böyle koyduk, İngilizce'de Hematite olarak biliniyor.
Kantaşı yani Hematit taşının bizi ruhsal olarak da koruyan bir taş olduğunu biliyor musunuz?
Banyodan sonra temiz ve kuru cildinize Kantaşını yaklaşık bir dakika süreyle sürerek bölgenin bakterilerden temizlenerek ter "kokusunun" oluşumunu önlemiş olursunuz. Terlemeyi engellemeyecektir, sadece pis ter kokusu oluşmayacaktır.
Kimyasal yapısı potasyum alumdur ve mutlaka potasyum alum olanının kullanılması gerekir. Diğer kozmetik varyasyonları deriye işler ve çok zarar verebilir. Bir tek %100 potasyum alum doğaldır. Çin'den filan gelenleri alırsanız zararlı alüminyumlu versiyonu olabilir. Aman dikkat edin. Kimyasal bileşeni KAl(SO4)2'dir.
Gotu Kola Bitkisinin Faydaları nelerdir?
Anavatanı Hindistan, Endonezya, Çin ve Güneydoğu Asya olan gotu kola, bataklık sularının içinde ve etrafında, zayıf sapların üzerinde yayılıp toprağı ya da su yüzeyini kaplayarak büyür. Zarif ve yuvarlak yaprakların boyutları 10 kuruş kadardır. Yapraklar tatsız olsa da bazı uzak doğu ülkelerinde salata yapımında kullanılır. Çağlar boyunca ömrü uzatan bir bitki olarak ün kazanan Gotu kolanın Çince’deki adının anlamı "gençlik pınarı" dır.
Ayurvedik Hint tıbbında gotu kolanın birçok adından biri de "Brahman’ın bilgisini getirmek" anlamındaki brahmi’dir. Ayurveda uygulayıcıları bu bitkiyi özellikle yaşı ilerlemiş insanlarda sinirleri yenileyerek zihin açıklığı ve hafızayı güçlendirmek için kullanıyorlar. Çin tıbbında ise ayrıca yüksek ateş ve solunum sorunları için kullanılıyor.
Yapılan bazı araştırmalar gotu kolanın hafıza ve kavramaya yardım ettiğini göstermiştir. Günümüz modern tıbbında bitki uzmanları gotu kolayı varisli damar ve kanın bacaklarda toplanma eğilimi gösterdiği kronik toplardamar yetmezliği tedavisi için de tavsiye ederler. 60-120 mg triterpenoid bileşiği standardize eden gotu kola ekstresi 3 ay boyunca alındığında toplardamar yetmezliğine bağlı bacak şişkinliğini ve diğer belirtileri hafifletebilir. Bitki, eklem ağrıları, deri ve bağdoku sertleşmesiyle karakterize olan skleroderminin bazı belirtilerini yatıştırır.
Gotu koladan yapılan merhemler sedef hastalığıyla bağlantılı hafif yaraları ve kırmızı izleri gidermek ve ameliyat sonrasındaki yara dokularını azaltmak için kullanılır.
GOTU KOLA NASIL KULLANILIR?
Vücudumuzun homestazını yani kabaca dengesini yerine getiren çok güçlü bir adaptojen olan Gotu Kola yüzyıllardan beri pek çok hastalık tedavisi için içilerek veya merhem olarak kullanılmakta.
Gotu kolanın kavrama üzerine etkisini araştıran birçok araştırma yapıldı ve bitkinin öğrenme ve hafızayı güçlendirdiği, aynı zamanda da antioksidan özelliklere sahip olduğu görüldü. 80 yaşlı insanla yapılan bir deneyde deneklere 3 ay boyunca günde 250-750 mg arası gotu kola kapsülü verildi. 3 ayın sonunda deneklerin kavrama gücü, yürüme ve başka fiziksel fonksiyonlarında ilerleme görüldü. Ancak bu etki günde 750 mg alanlarda görüldü ve gotu kola alımını bırakanlarda olumlu etkilerin de ortadan kalktığı tespit edildi.
Gotu kola lokal olarak uygulandığında ise bağdokuda bulunan kolajen üretimini ve fibroblastları teşvik ettiğinden yaraları tedavi ederken ayrıca cilt bakımında da kullanılabilir.
Gotu kola, standardize edilmiş ekstreler ya da lokal olarak uygulanan kremler olarak uygulandığında varisli damarlar için de kullanılabilir. Gotu kolanın içeriğindeki triterpen bileşiğinin bitkinin tıbbi etkilerinin esas nedeni olduğu düşünülmektedir. Gotu kola ayrıca anti enflamatuvar ve antioksidan etkileri olan kuersetin ve rutin gibi flavanoidler; ve farklı antibiyotik özellikler gösteren özler içerir.
KAPSÜLLER: Kapsül başına 30 mg triterpenoid içeren standardize edilmiş ekstreler günde 1 ya da 2 defa alınır.
TENTÜR: Günde 2-4 çay kaşığı.
KREM: Bir kreme %1 oranında gotu kola eklenir, üreticinin talimatlarına göre kullanılır.
Uyarılar
Daha önceden karaciğer hastalığı yaşamış ya da karaciğer rahatsızlığına neden olmuş tedaviler görenler gotu kola almaktan kaçınmalıdır. Gotu kola tüketen az sayıda insanda mide rahatsızlığı ve mide bulantısı görülmüştür. Gotu kolanın lokal kullanılışı kızarıklığa ve kaşıntıya neden oluyorsa kullanılmamalıdır. Gotu kola hamilelik döneminde alınmamalıdır.
Kendiniz yetiştirmek isterseniz tohumları satılıyor, bir saksıda bile yetiştirebilirsiniz. Eğer uğraşamam diyorsanız Solgar gibi markaların Gotu Kola besin takviyelerini de deneyebilirsiniz.
Bakır kaptan su içmenin faydaları nelerdir? Cilt bakımında bakırın önemi nedir? Bakır kaptan ne kadar su içilmelidir?
Bakır kaptan su içmeye başlamanız için en iyi 4 neden
Sebep # 1 Sabahları Bakır kaptan su içmek yaşlanmayı yavaşlatır.
Sebep # 2 Beyin Faaliyetlerini Yükseltir
Sebep # 3: Bakır kapta dinlenmiş su sindirime yardımcı olur.
Sebep # 4: Bakır kaptan su içmenin kilo kaybına yardımcı olduğu doğrulandı.
Ayurveda'ya Göre Bakır Kaptan Su İçmek
Amish Halkının Evde Yaptıkları İlaçlar
Ev ilaç reçetelerini okumak her zaman eğlencelidir. Modern tıbbın doğuşundan önce kuşaklar boyunca biriken bilgeliğe gönülden inanıyorum. Bugün artık bilim sayesinde bildiğimiz etkileri nasıl o kadar eski dönemlerde bilebilmişler; gerçekten bu benim için büyük bir gizem.Ama elbette modern tıbba da inanıyorum. ABD'de kendilerini modern dünyadan yalıtılmış bir şekilde, neredeyse tecrit içinde yaşayan Amishler, kendi kendilerine yeterli olmak zorundaydı ve bu durum pek çok farklı durumda kendi başına doktorluk yapmak anlamına da geliyordu.
Aşağıdaki reçeteler Amerika Indiana'daki Switzerland County'deki Amish topluluğundan Wickey kız kardeşlerinin kullandığı bazı ev ilaçları. Kullanıp kullanmamak size kalıyor; okuyun mutlaka bizim ninelerimizden kalan şifa reçetelerine benzediğini göreceksiniz.
Bir kez ben de Amish ev ilacından faydalandım. Ziyaret ettiğim Lancaster County'deyken aniden yüksek ateş, ağrı, iştahsızlık ve grip benzeri semptomlarla kıvranmaya başladım.
Amish ev sahibimin hazırladığı bal, limon, karabiber ve yaban turpuyla hazırladığı çaydan iki fincan içip derin bir uykunun ardından ertesi gün hiç bir şeyim kalmamıştı. Karabiber gibi diğer bazı bilindik baharatlarla nasıl metabolizmanızı güçlendirebileceğinizi bu yazımızda okuyabilirsiniz.
Biraz daha garip bir Amish grip tedavi yöntemi ise şöyle anlatılıyor;
Küçük bir teneke kutuya birkaç köz kömür koyun. Sıcak kömürün üzerine 1 çay kaşığı kükürt koyduğunuzda kükürt kokulu bir duman oluşacaktır. Akşamları evde bu tütsüyü yaparak evinizi virüslerden temizleyebilirsiniz.
Kükürtün bu şekilde grip önleme tedavisinde kullanıldığını görünce mini bir araştırma yapmadan duramadım. Çok eski zamanlarda bazı dini törenlerde kullanılan kükürt tütsüsü dışında bir yazıya rastlamadım. Ancak yine de zararlarını eklemeden içim rahat etmeyecek, her okuduğumuza hemen inanmamamız gerekir.
Kükürtün Zararları:
Akne ve sivilce tedavisinde kullanımında, kükürt sabunu tercih edilmektedir. Kükürt sabunu uygulamasından sonra, cildin tahriş olmaması adına nemlendirici kremler sürülmelidir.Kükürt bazlı ürünlerin kullanımı bazı bünyelerde, baş ağrısı ve baş dönmesi gibi yan etkilere neden olmaktadır.
Kükürt içeren ilaçların kullanımı, özellikle mide rahatsızlığı yaşayan kişilerde, mide tahrişine neden olabilir. Bunun sonucunda kişide, iştahsızlık ve bulantı gibi durumlar görülmektedir. Böyle bir sorun ile karşılaşıldığı zaman, ilaç kullanımının bırakılması ve durumun doktora bildirilmesi gerekmektedir.
Amishlerin Mide rahatsızlığında kullandıkları reçete:
Mide ve bağırsak rahatsızlıkları: 1 litre su, 2 yemek kaşığı sirke, 1/2 çay kaşığı tuz. Gün içinde mümkün olduğunca çok içilmelidir..
Eşit miktarlarda mürver çiçeği ve nane yaprağını ezerek karıştırın. Bir bardak kaynar suya 1 çay kaşığı bu karışımdan ekleyerek iyice karıştırın. Soğuk olarak iyileşene kadar her saat 1 bardak içmeniz öneriliyor.
Soğuk ısırığı, donma yarası tedavisi:
1 ölçü zeytinyağı, 1 ölçü terebentin, 1 ölçü amonyak. Tüm malzemeleri iyice karıştırdıktan sonra ağzı kapalı bir şişede muhafaza edebilirsiniz. Özellikle kış aylarında dışarıda çalışanlar için günlük kullanıldığında cildi hemen rahatlatan bir losyon.Yüksek Ateş tedavisi:
Her türlü ateş için şakaklara ve ayak tabanına elma sirkesi sürün. Ateşin hızla düştüğünü göreceksiniz. Ateş tamane yok olduğunda sirkeli şakak ve ayak tabanlarını su ile yıkayın.
Kekik çayı; kaynar suyla doldurduğunuz fincanınıza yarım çay kaşığı kadar toz kekik ekleyin. Rahatlayana kadar azar azar içilebilir.
Kaynar Su Yanıkları için tedavi nasıl olmalı?
Tek gereken Dulavratotu; ancak en iyi tedavi yanık olduğu anda kullanıldığında işe yarıyor. Tek yapmanız gereken dulavratotunun yapraklarını elinizde hızla kırarak içindeki özsuyunun çıkmasını sağlamak ve ardından yanan yeri bu yaprak/özsu karışımıyla sıvamanız. Acı aniden yok oluyor, iz kalmıyor.
Kulak İltihapları için tedavi yöntemi:
Amishlerin kulak enfeksiyonları için kullandığı doğal tedavi yöntemleri aşağıda sizin için listelenmiştir.1. Sarımsak. Ağrılı kulak enfeksiyonları için kullanılır. Sarımsak, anti-mikrobiyal bileşenleri sayesinde ağır enfeksiyon tedavilerinde kullanılır. Amish halkı genellikle 2 çay kaşığı hardal tozunu, birkaç diş sarımsağı bir miktar susam yağında ısıtarak elde ettikleri sarımsak yağını kullanır. Bu bileşenler yağın içinde siyaha döndükten sonra süzmeniz gerekiyor. Biraz ılınklaştığında bir kaç damla ile kulak enfeksiyonunuzu azaltabilir veya ortadan kaldırabilir.
Ben yine de kulağa damlatmak ne kadar doğru olabilir bilemiyorum en temkinli yaklaşım bunu hazırlayıp kulağa dışından masaj yaparak cildin emmesi olabilir diye düşünüyorum. Doktorunuza danışmadan kullanmayın.
2. Fesleğen. Kulak enfeksiyonu kaynaklı ağrıyı önlemek için kullanılabilir. Fesleğen yapraklarını iyice ezerek suyunu çıkarın, kulak kanalına akıtmadan kulağa bu su ile masaj yapın. Başka bir seçenek hardal yağı ve fesleğen yaprağı yağıdır. Bu yağı kulağın dış tarafına uygulayabilirsiniz.
4. Tuz. Kulak enfeksiyonunun neden olduğu ağrıyı gidermek ve tedavi etmek için kullanılır. Bu yöntem için 1 bardak kaya tuzunu iyice ısıtın. Daha sonra, sıcak tuzu temiz bir çorap içine döküp başka temiz bir kumaş ile iyice paketleyip, mühürleyin ayrıca lastik bant ile de bağlayabilirsiniz. Bir sonraki adım, sıcak tuz paketinizi enfeksiyonlu kulağın üzerine bırakın. Tuz hala sıcakken kullanın, soğuduktan sonra isterseniz mikrodalgada ısıtıp veya sobanın/kaloriferin üzerinde ısıtıp kullanabilirsiniz.
Bu tarifleri kullanmadan önce doktorunuza danışın.
Baharatlarla Bağışıklık Sisteminizi Nasıl Güçlendirirsiniz
Vitaminler ve egzersiz dışında, pek çok faydayla dolu olan sağlıklı baharatları günlük diyetinize eklemek, bağışıklık sisteminizi doğal olarak güçlendirmeye yardımcı olacaktır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ DOĞAL MALZEMELERLE NASIL GÜÇLENDİRİLİR
Son günlerde Coronavirus Covid-19'un korkusu dünya üzerindeki tüm insanlık için tehdit oluşturdu.
Bu tehdit tüm insanlığa karşı saldırıya geçmiş olan küçücük bir virüsün zayıf bünyeye sahip olan kişilere ölümüne saldırmasıdır.
Bu virüs kimi mi avlıyor? Bağışıklık sistemi zayıf olanlarımızı!
Bağışıklık sistemimiz bizi enfeksiyonlardan ve hastalıklardan onları tespit edip ve yok ederek çalışır, bunun için tasarlanmıştır.
Sağlıklı Bir Bağışıklık Sistemi İçin Kapsüller Şart mı?
İyi bir bağışıklık sistemi, bizi herhangi bir bakteriyel veya viral saldırıdan koruyan bir kalkan gibidir, ancak bu kalkan zayıf olduğunda virüsler / bakteriler sizi yenecektir!
Kötü haber, sizi virüslerden korumak için % 100 garantili bir yöntem yok.
İyi haber, bağışıklık sistemini doğal olarak güçlendirmenin ve kendinizi gelecekteki saldırılara karşı korumanın pek çok farklı yolu vardır.
Bağışıklık sisteminizi güçlendirmenin doğal yollarından biri, yediklerinize dikkat etmektir.
Bağışıklık sistemi için iyi olan, ıspanak, dolmalık biber, narenciye, yoğurt ve yulaf ezmesi gibi diyetinize ekleyebileceğiniz farklı yiyecekler vardır.
Ev yapımı bitkisel çaylar da, griple ilgili rahatsız edici yan etkileri hafifletmeye yardımcı olacaktır.
Sadece bir çay kaşığı kadar az miktarda diyetinize eklediğiniz takdirde bağışıklığınızı kuvvetlendirecek başka bir kaynak da baharatlar!
Baharatlar sadece yemeğinizi lezzetlendirmekle kalmaz, aynı zamanda günlük diyetinize eklediğinizde virüslerden sizi koruyacak doğal katkılardır.
Bunun nedeni baharatların içeriğinde bulunan pek çok antioksidan ve minerallerdir. Tabi ki farklı rahatsızlıklarımız olabilir ve bazı baharatları fazla kullanmak istediğimiz gibi bağışıklığımızı güçlendirse de bazı negatif sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bu yazımızda hangi baharatı ne kadar kullanabileceğinize dair detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Aşağıda, bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için doğal ilaç olarak da kullanılan, yemek pişirmek için sıklıkla kullanılan en etkili baharatlardan bazıları bulunmaktadır.
Bağışıklık Sistemini Doğal Olarak Güçlendirmeye Yardımcı 6 Sağlıklı Baharat
Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Baharatlar: Tarçın
Tarçın, tüm dünyada yaygın olarak kullanılan baharatlardan biridir. İçeriğinde bulunan antioksidanların bolluğu nedeniyle sayısız sağlık yararı vardır.
Tarçın, virüslere karşı savaşmaya, kan şekerini kontrol altında tutmaya, kolesterolü düşürmeye ve hatta diyabete yardımcı olan bir fitokimyasal olan sinnamaldehit içerir.
Tarçının yiyeceklerde nasıl kullanılacağına dair fikirler
Köri, çorba, güveç ve et suyuna tarçın ekleyin
Tarçın çayı yapabilirsiniz; kaynar sıcak suya 1 tatlı kaşığı tarçın ekleyin, arzunuza göre bir çay kaşığı bal ekleyin
Kahvenize, sıcak çikolatanıza veya sütünüze serpebilirsiniz
Pişince etkisini kaybetmediği için tarçınlı kurabiye, kek ve tatlılarda da kullanabilirsiniz
Meyvelere, yoğurda, yulaf ve tahıllara bir tutam tarçın tozu ekleyebilirsiniz
Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Baharatlar: Zerdeçal
Hepimiz bu altın baharatı biliyoruz!
Antioksidan, anti-viral, anti-bakteriyel, anti-mantar, anti-kanserojen ve anti-inflamatuar özelliklerle dolu zerdeçal, günümüzün süper gıdalarından biri olarak bilinir!
Sağlık yararlarının bolluğu nedeniyle, zerdeçal doğal olarak bağışıklık sistemini güçlendirmek için harikalar yaratıyor.
Bilim adamları, zerdeçalda 'curcumin' adı verilen aktif bileşenin pek çok farklı hastalığı iyileştirmek ve hastalıklardan korunmak ve doğal savunm mekanizması oluşturmak için çok etkili olduğuna inanıyorlar.
1-2 çay kaşığı ekleyerek körilerinize, güveçlere, güveç veya çorbalara canlı bir sarı renk verin.
Sote sebzelere veya mercimek ve baklagillere ekleyin.
Mayonez, humus ve diğer soslara da eklenebilir.
Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Baharatlar: Karanfil
Ayurvedik ilaçlarda öksürük ve soğuk algınlığı da dahil olmak üzere birçok rahatsızlığını tedavisi için karanfil yüzyıllardır kullanılır.
Ayrıca vücudunuzu enfeksiyonlara karşı doğal olarak korumaya yardımcı olur.
Anti-inflamatuar özellikler eklem veya kas ağrılarını ve diş ağrısını azaltmaya yardımcı olur.
Karanfilde bulunan uçucu yağ, soğuk algınlığı ve grip semptomlarına karşı korunmaya yardımcı olan anti-viral ve anti-mikrobik özelliklere sahiptir.
Karanfilin gıdada nasıl kullanılacağına dair fikirler
Ev yapımı çorba, et suyu, güveç veya köri yapmak için karanfil kullanın
Baharatlı bir lezzet vermek için çay ya da içeceklerinize birkaç karanfil ekleyin.
Balık veya et ızgaralarına serperek kullanbilirsiniz
Pirinç pilavlarına da lezzetlendirmek için kullanabilirsiniz.
Elmalı kek, muhallebi ve sütlaç gibi tatlılara karanfil ekleyin
Turtalara eklenen karanfil, lezzetin artmasına yardımcı olur
Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Baharatlar : Karabiber
Karabiberin soğuk algınlığı ve gribe karşı çok faydalı bir antimikrobiyal olduğu bilinir. Neyse ki karabiber zaten çoğumuzun yemek masasında bulunuyor.
Karanfil gibi, karabiberde de bulunan uçucu yağlar kas ağrılarını önlemeye yardımcı olur. Ayrıca iyi bir sindirim sistemi ve metabolizmanın korunmasına yardımcı olur.
Karabiber gıdalarda nasıl kullanılacağına dair fikirler
Önemli baharatlardan biri olduğu için gıdalarda karabiber sayısız kullanımı vardır.
Makarnayı, erişteleri, pirinci pişirmek için karabiber ekleyebilirsiniz.
Yumurta, et, kümes hayvanları gibi her türlü proteine ekleyin
Haşlanmış veya pişmiş sebzeleri taze çekilmiş karabiber serpiştirin.
Biraz çay, et suyu, güveç ve sos yapmak için tam karabiber de ekleyebilirsiniz.
Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Baharatlar: Acı Biber
Acı biber pek çok farklı biber türünden elde edilmiş olabilir bazen de pek çok çeşidin karışımın paketlerle evimize gelir ancak çeşitleri farklı olsa da onu faydalı yapan madde olan 'Kapsaisin' hepsinde vardır.
Acı biberin güçlü bir anti-enflamatuar olması içinde bulunan A vitamini, C vitamini, B6 vitamini, K vitamini ve manganez sayesindedir. Tüm bu bileşenler acı biberi bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olacak süper bir baharat yapar.
Acı biber ve kırmızı biber yemeklerde nasıl kullanılacağına dair fikir vermeye gerek yok diye düşünüyorum.
Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Baharatlar: Zencefil
Taze veya öğütülmüş kuru zencefil Ayurvedik tıbbında soğuk algınlığı ve grip semptomlarını önlemek için kullanılan en eski ilaçtır.
Soğuk algınlığının yanı sıra sabah bulantısını ve bulantıyı hafifletmeye yardımcı olur. Vücudunuzu tehdit eden mikroorganizmalara karşı savaşan güçlü bir bağışıklık güçlendiricidir.
Taze zencefil öğütülmüş zencefil ile karşılaştırıldığında sağlığa yararlı özellikleri daha fazladır.
Öğütülmüş zencefili gıdalarda nasıl kullanacağınıza dair fikirler
Birkaç karabiber ile zencefil çayı içmek, griple savaşmak için harika bir bitkisel çaydır.
Kek, bisküvi ve tatlı yapmak için öğütülmüş zencefil kullanın
Reçel ve jöle yapmak için hem taze hem de öğütülmüş zencefil kullanabilirsiniz.
Patates kızartması ve kızartılan sebzelere zencefil ekleyin
Et suyu, güveç ve çorbalara doğranmış zencefil veya zencefil tozu da ekleyebilirsiniz.
En basit yolu ise masanıza getirdiğiniz öğütülmüş acı biberinize katabilirsiniz böylece tam bir bağışıklık savunması yapabilirsiniz.
Sürekli fazla miktarda tüketilen baharatlar faydadan çok sağlımıza zarar verebilirler
MUSKATIN ZARARLARI.
* Sürekli ve fazla muskat tüketmek; kalp çarpıntısı, mide bulantısı ve halüsinasyona
* Hamileler ve emziren annelerin muskat kullanması önerilmez.
KEKİĞİN ZARARLARI
* Yüksek tansiyonu tetikleyebilir.
* Çok hassas ciltlerde alerjiye sebep olabilir.
* Fazla kullanımı mukus tabakasına zarar verebilir.
KARABİBERİN ZARARLARI
* Cilde direkt uyulandığında ciltte yanma ve kızarıklığa yol açabilir.
* Yakıcı etkisinden dolayı fazla terlemenize neden olur.
KİMYONUN ZARARLARI
* Yine mide rahatsızlıkları olanlar fazla kimyon tüketiminden kaçınmalıdır.
KIRMIZI BİBERİN ZARARLARI
Biberin cilde uygulanıp uygulanmaması konusunda tartışmalar hala devam etmektedir. Biberi cilde uygulamak bazı bünyelerde hassasiyete yol açabilir.